Alg Biyoyakıtlarında Büyük Atılımlar Gerçekleşiyor

Alg Biyoyakıtlarında Büyük Atılımlar Gerçekleşiyor. Araştırma ortağı Synthetic Genomics Inc ile ExxonMobil Corporation, ileri alg biyoyakıtlarında yeni bir atılım gerçekleştirdiklerini bildirdiler. Alg genlerinin büyümesine önemli derecede zarar vermeden yağ içeriğini iki katına çıkaran alg gen yapılarını başarıyla değiştirdiler.

Synthetic Genomics’te ileri hücre mühendisliği teknolojilerini kullanan ExxonMobil-Synthetic Genomics araştırma ekibi, alglerin yağ içeriğini yüzde 20’den yüzde 40’a yükseltmek için bir yosun soyunu modifiye etti.
Araştırma, Nature Biotechnology dergisinde Imad Ajjawi ve Synthetic Genomics ‘ten Eric Moellering tarafından yayınlandı.

Sentetik Genomik Laboratuvarı’ndaki araştırmacılar, yosun türü Nannochloropsis gaditana’da karbonun yağa dönüştürülmesini düzenlemek için ayarlanmış bir genetik geçiş belirleyerek, yağ üretimini artırmak için yeni bir süreç keşfetti.

Ekip, yosunların ebeveynlere kıyasla hücresel karbondaki lipid fraksiyonunu iki katına çıkarmasına neden olan bir kavramsal delil yaklaşımı oluşturdu.

Algler olası bir sürdürülebilir yakıt seçeneği olarak görülüyor ancak araştırmacılar, son on yılda yakıt içeriği yüksek olan ve hızlı büyüyen bir gen geliştirmediler. Bu ölçeklenebilir ve düşük maliyetli petrol üretimi için iki kritik özelliktir. Yavaş büyüme yosun yakıtların üretim hacmini artırmada hep engel olmuştur.
Şirketler 2009 yılında programlarını başlattıktan bu yana yosunlardan geleneksel yakıtlara alternatif olabilecek daha düşük emisyonlu yakıt araştırma ve geliştirme çalışmalarını sürdürüyorlar.

ExxonMobil- Synthetic Genomics işbirliğinin temel amacı, yosunların lipid içeriğini arttırmak ve nişasta ve protein bileşenlerini, alglerin büyümesini engellemeden azaltmaktır. Azot gibi besin maddelerini sınırlandırmak, yosunlarda yağ üretimini artırmanın bir yoludur, ancak fotosentezi, alglerin büyümesini ve nihai olarak üretilen yağ hacmini dramatik olarak önleyebilir veya durdurabilir.

Yağ içeriğini arttırırken büyümeyi sürdürme kabiliyeti önemli bir gelişmedir. Yosunların geleneksel biyoyakıtlara kıyasla diğer avantajları vardır, çünkü yosunlar tuzlu suda büyüyebilir ve sert çevre koşullarında gelişebilirler, bu nedenle gıda ve tatlı su kaynakları üzerindeki stresleri sınırlarlar.

ExxonMobil araştırma ve mühendislik şirketindeki araştırma geliştirme başkan yardımcısı Vijay Swarup, “İleri biyoyakıt programımızda bu önemli kilometre taşı, yosunların çevreye karşılık gelen olumlu katkıları ile yenilenebilir bir enerji kaynağı olarak inanılmaz verimli olabileceği inancımızı doğruluyor” dedi.

Sentetik Genomik CEO’su Oliver Fetzer “Fototrofik yosun üretiminin başlıca girdileri güneş ışığı ve karbon dioksittir. ExxonMobil ile yaptığımız ortaklıklar sayesinde yapılan keşifler, Synthetic Genomics’deki ileri hücre mühendisliği yeteneklerinin, bu kaynakları nasıl kullandığımızı optimize etmek ve yenilenebilir enerjiden beslenme ve insan sağlığına kadar günümüz sürdürülebilirlik sorunlarının çoğuna çözümler üretmek için biyolojinin kilidini açabildiğini gösteriyor “dedi.

Sentetik Genomik’in kurucu ortağı Dr.J Craig Venter “SGI-ExxonMobil bilim ekipleri son yıllarda yosunlarda lipid üretimini optimize etme çabalarında önemli ilerlemeler kaydetti. Bu önemli yayın bugün, bu çalışmanın bir kanıtı ve biz, sentetik biyolojinin yosunların yenilenebilir bir enerji kaynağı olarak potansiyelinin açılması için önemli cevaplar taşıdığına insanları ikna ediyoruz“.

Bu yazı CHEMLİFE Dergisi 3. sayısından alınmıştır.

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*