“Yeşil Kimya“ Kimya Geleceği İçin Hayati Bir Stratejimi Veya Boş Bir Söz Mü ?

“Yeşil Kimya“ Kimya Geleceği İçin Hayati Bir Stratejimi Veya Boş Bir Söz Mü ? Kimyasala maruz kalmalar yüzünden tüm ölümlerin % 8.3’ü ve toplam hastalık yükünün % 5.7 olması nedeni ile, yeşil kimya hakkındaki konuşmaların daha belirgin hale gelmesi şaşırtıcı değil. Eğilim, sürdürülebilir ve yeni çözümler üretmeye odaklanmak olsa da, sektörün mevcut ürünler için ‘yeşil’ alternatifler geliştirmeyi düşünmesi gerekiyor. Nitekim, yeşil kimya için küresel pazarın 2020’ye kadar yaklaşık 76 milyar TL’ye ulaşması öngörülüyor.

Sürdürülebilir kimyaya olan ilginin artmasıyla birlikte kamuoyu, şirketlerinin bu konuda atacağı adımları yakından izleyecektir. Tıp ve farmasötiklerdeki yeşil ve sürdürülebilir kimya gelişmeleri kimyasal ve imalat sanayilerine daha atfedilmemiştir. Aslında bugünkü algı, kimya endüstrisinin bu alandaki hayati ve ilginç çalışmalara rağmen yeşil kimyayı teşvik edecek kadar iyi bir şey yapmadığı yönündedir.

Bu düşünceyle, Elsevier geçtiğimiz yıl Berlin’de düzenlenen 2. Yeşil ve Sürdürülebilir Kimya Konferansı sırasında yaptığı yuvarlak masa toplantısında bir dizi uzmanı bir araya getirdi.

Kimyasal ve imalat endüstrilerinin yeşil ve sürdürülebilir kimyayı nasıl desteklediğini ve geliştirdiklerini inceledi.Bu toplantı, beş endüstri liderinin örgütlerinin “yeşil” ve “sürdürülebilir” olmasını tartışmalarını ve değerlendirmeleri için bir fırsattı. Ayrıca endüstrinin bu alandaki önemli çalışmaları teşvik etmek için nasıl daha fazla şey yapabileceğini ve yeşil kimya hakkındaki farkındalığın nasıl arttırılacağını ve küresel nüfusta ne anlama geldiğini değerlendirdiler.

Panelistler, ormancılıktan ticarette, kimya ve kimya mühendisliğine ve sürdürülebilirlik liderlerine kadar geniş bir coğrafya ve sektör yelpazesini temsil etti. Bu konferansta öncü şirketlerin bazıları: Dow, DuPont, Merck ve Covestro oldu. Panelistler, kimya sanayinin yeşil ve sürdürülebilir kimyanın nasıl iyileştirilmesi gerektiği tartıştılar ve yeniliği teşvik etmenin gerektiğini kabul ettiler.

Müzakareler, katılımcıların daha yeşil ve daha sürdürülebilir bir kimya endüstrisine ilham vermeleri ve tanıtmaları için temel yollar olarak kabul ettikleri beş önemli unsuru ortaya çıkardı:

– Yeşil kimya, sorunları öngörmeli ve çözmelidir. Bu, düzenlemeyi talep eden konular olarak ortaya çıkmadan önce yapılmalıdır; Örneğin, Endüstri çabalarını Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleriyle uyumlu hale getirmek, kimyanın rolüne bakmaksızın yapılamaz.

– Kimyanın diğer unsurlarının olumsuz algılanışını haklı çıkarmak veya çeliştirmek için yeşil kimya kullanmayın. Bunun yerine, yeşil kimyanın kimya endüstrisinin yenilikçiliğine nasıl katkıda bulunabileceğine odaklanın ve sonraki ilerici adımları anlatın.

– Yeşil ve sürdürülebilir kimyayı depolarda düşünmeyi bırakın. Sürdürülebilirlik, kullanıcıların ürünleri nasıl deneyimlediği ve ürünleri nasıl geri dönüşüme tabi tutabileceği ve atabileceği konusunda sorular sorar. Endüstri bir ürünün müşteri bağlamında nasıl işlediğine bakmalıdır; çünkü sonuçta iş büyümesini yönlendiren müşterilerdir.

– Döngüsel ekonomiyi ve ürün ömrünün nasıl çalıştığını düşünün. Kimyasal yenilik, disiplinlerarası bir çabadır ve sürdürülebilir ürünler üretmek için işbirliği içinde çalışmak, en uç malzeme teknolojilerinin kalbi olan yeşil kimyanın pozitifliklerini artırmak için mükemmel bir fırsattır.

– Kamuyu bilgilendirin ve yeşil ve sürdürülebilir kimyanın değerini gösterin. Ürünün alternatiflerden neden daha sürdürülebilir olduğunu halkın anlamasını sağlayın ve bunun pratik olarak tüketici, çevre ve endüstri için ne anlama geldiğini öğrenin.

– Sürdürülebilirlik, kuruluşlar için basit bir ikili seçeneğin ötesine de geçer. Bunun yerine, sürdürülebilirliğin sağladığı tercihlerden birinin diğer alanlarda nasıl bir etki yaratabileceğini anlamaları gerekir. Çok disiplinli bilgi ve işbirliği gerektirir.

– Uygulamalı kimya artık çok disiplinli bir bilim ve pratik yenilik araştırmalarını başarılı bir şekilde üstlenebilmek için çok çeşitli kaynaklardan gelen geniş bilgiye erişim gerektiriyor.

Bu yaklaşımın bir örneği Elsevier’nin Yeşil ve Sürdürülebilir Kimya Yarışmasının galiplerinden birinde görülmüştür. Brezilya Mato Grosso do Sul Federal Üniversitesi’nden profesör olan Dênis Pires de Lima, sivrisinek kaynaklı hastalıkları önlemeye yardımcı olmak için sürdürülebilir olarak tedarik edilen hint yağı kullanan bir böcek ilacı üretmek için geliştirdiği projesi ile ödül aldı. Kimya ve sağlık konularını kapsayan Dr de Lima’nın çözümü aynı zamanda önemli bir küresel meseleyi ele almaya yardımcı olmakta.

Yeşil ve sürdürülebilir kimyayı destekleyecek olan işbirliğinin teşvik edilmesi, şirketler, araştırma ve eğitim kurumları, kültürler arası, coğrafyada ve endüstrideki birlikteliği teşvik ederek başlar.

Uygulamalı kimyanın çok disiplinli bir bilim ve pratik yenilik araştırmalarını başarılı bir şekilde üstlenebilmesi için çok çeşitli kaynaklardan gelen geniş bilgiye erişmesi gerekiyor. Ancak her geçen gün artan bir bilgi çağında ( her dokuz yılda bir bilimsel çıktı iki katına çıkar ) kimyacılar, kimya literatürünü ve verilerini çabucak erişilebilir hale getiren modern araçları kullanır; bu da, cevap bulmak için harcanan süreyi azaltır.

Yeni nesil kimyagerlerin ve mühendislerin, eğitim boyunca diğer öğrenciler veya diğer üniversiteler veya şirketler gibi işbirliği fırsatları sağlayarak gelişimlerini desteklemek hayati önem taşımaktadır. Ancak bu tek başına yeterli değildir, gelecek nesil bilim insanlarına, gerçek dünyadaki problemleri disiplinlerle çözerek bilgilerini nasıl kullanacaklarını öğretmek de önemlidir.

Panelistler, kimya endüstrisinin sürdürülebilirlik yolculuğuna yeni başladığını, gelişme ve yenilik için her zaman bir fırsat olduğuna karar verdiler.

Yeşil kimyanın gelişimine ve teşvik edilmesinde başarıya ulaşmak için şirketler, gerekli insana, araçlara ve çözümlere yatırım yapmalıdır. Bir örgütün ve çalışanlarının endüstrinin ilerlemesini desteklemek için gerekli olan becerilere ve ekipmanlara sahip olmalarını sağlamak hayati önem taşımaktadır.

Dünya nüfusu 9 milyara yaklaştığında ve gezegenin kaynakları üzerindeki gerginlikler arttıkça, bu giderek hayati hale gelecektir. Nihayetinde, kimya endüstrisinin kimyagerlerin gelişimini desteklemesi, en son dijital ve işbirlikçi araçlara erişimi sağlamaları gerekir. Bunu yaparken, önümüzdeki 50 yıl boyunca küresel olarak karşı karşıya kalacağımız sürdürülebilirlik sorunlarının çözümüne yardımcı olmak için yeşil çözümlerin geliştirilmesini hızlandıracak ve gelecekteki tüketici pazarlarının yaşam biçim ve zihinlerinde kendine yer bulacağız.

Kaynak : Christina Valimaki, Elsevier’de Kimya Endüstrisi Müdürü ( Chemlife dergisi 4. sayı )



İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*