Yeni Bir Anti-Bağımlılık Etken Maddesi Elde Edildi

Yeni Bir Anti-Bağımlılık Etken Maddesi Elde Edildi. Dünya genelinde çok sayıda insan uyuşturucu bağımlılığı ile mücadele ediyor, uyuşturucu hayatları yok etmeye devam ederken, daha etkili uyuşturucu bağımlılığı tedavileri geliştirme girişimleride bu doğrultuda devam etmektedir. Bilim insanları, bağımlılıklarla mücadele etmek için güçlü bir ilacın geliştirilmesini ve bunun da epilepsi ve diğer rahatsızlıklar için etkili bir tedavi olabileceğini bildiriyorlar.

Böyle bir ilaç olan Vigabatrin için yapılan hayvan deneylerinde kokain, nikotin, metamfetamin, eroin ve alkol bağımlılığına karşı etkili olduğu gösterilmiş ve Gıda ve İlaç İdaresi tarafından onaylanmış bir anti-epilepsi ilacıdır. İnsanlarda vigabatrin, hastaların yüzde 28’inde kokain bağımlılığını ortadan kaldırmıştır. Bir enzim olan γ-aminobutirik asit (GABA) aminotransferazı bloke ederek çalışır. γ-Aminobütirik asit (GABA) merkezi sinir sisteminde başlıca inhibitör nörotransmiterdir. Uzun süreli vigabatrin tedavisinin ciddi yan etkileri olabilir, tedavi edilenlerin yüzde 40 kadarı göz hastalıklarına yakalandı.

Richard B. Silverman, Stephen L. Dewey ve meslektaşları daha az yan etki ile daha güçlü bir GABA aminotransferaz inhibitörü geliştirmek istediler.

Önceki çalışmalarda araştırmacılar, GABA aminotransferazını vigabatrin’e göre inaktive etmek için 186 kat daha verimli bir bileşik, CPP-115 tasarladılar. Bu çalışmada ise araştırmacılar, 10 kat daha fazla verim ile yeni ve geliştirilmiş bir ajan elde etmek için enzim ile kompleks içinde CPP-115’in hesaplamalı moleküler dinamik simülasyonlarını kullanmışlardır. Elde ettikleri yeni bileşik türünün uygun farmakokinetik özelliklere ve düşük hedef dışı aktiviteye sahip olduğu bulunmuştur. Farelerdeki in vivo çalışmalar, CPP-115”in geliştirilmiş yeni versiyonunun, kokain veya nikotin tehdidinden sonra ortaya çıkan korpus striatumdaki dopamin salınımını baskılayan CPP-115’den üstün olduğunu göstermiştir. CPP-115’in kokain bağımlılığı ve çeşitli epilepsi tedavileri için yüksek terapötik potansiyele sahip olduğu, Faz I güvenlik klinik çalışmasını başarıyla tamamladığı ve infantil spazmların (West sendromu) tedavisinde etkili olduğu daha önce bulunmuştur. İn vitro testlerde hedef dışı aktiviteler daha az olduğundan, ilacın yan etkilere neden olma olasılığı daha düşüktür. Araştırmacılar gelecekteki çalışmaların, farklı mekanizma tabanlı enzim inhibitörlerini geliştirmek için hesaplama yaklaşımının genelleştirilip analiz edilebilirliğini inceleyebiliyorlar.

Kaynak : Sciencedaily

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*